Tellerle çevrilmiş Nusaybin’de barış sesi

09:06

JINHA

MÊRDÎN – Sınırlar, duvarlar ve tel örgülerle savaşın içinde yaşayan Nusaybinli kadınlar, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde savaşın izlerinin kalktığı zaman barışın mümkün olacağı dile getirdi.

Bir taraftan Qamışlo ve Nusaybin arasında örülen duvarlar, bir taraftan Nusaybin’i ikiye bölen tel örgülerin örüldüğü şehirde 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, savaşın içinde olan kadınlar nasıl bir barış istediklerini anlattı. Ablukaya ve baskılara rağmen sokakta bir araya gelen kadınlar, tel örgüler kaldırıldığında, cenazeler alındığında, PKK Lideri Abdullah Öcalan özgür olduğunda, Kürtler kendi kimliğini ve haklarını aldığında ve ölümün olmadığı bir dünyada barışın mümkün olacağını dile getirdi. Nusaybinli kadınlar, tel örgüler ile duvarların örüldüğü bir dünyada barışın mümkün olacağını söyledi.

‘Biz dünya barış gününde toprağımızı istiyoruz’

“Biz bu toprak uğruna savaştık, öldürüldük, talan edildik. O güzel, kara gözlü çocuklar gittiler, biz işte bu yüzden toprağımızı bırakmayız” diyen Mediya Yüce, şöyle devam etti: “Biz kimsenin toprağını işgal etmedik, kimsenin toprağının davası için savaşmıyoruz, kendi toprağımız için savaştık ve kendi toprağımızı istiyoruz. Bir elbiseyi düşün. Üstünde, giymişsin, birileri gelip üzerinden zorla çıkarıyor. Onlar bizim varlığımız olan toprağımızı, malımızı bizden zorla istiyorlar. Biz onlara bu yerleri bırakmayız, bu toprağı yerlerde bırakmayız. Telleri yakın bir zamanda pişman olup kaldıracak. Nusaybin’de toprağımızı aldığımız zaman barış olacak. Biz dünya barış gününde toprağımızı istiyoruz.”

‘Önderliğimizi özgür bırakıldığında barış olur’

Savaşı kendilerinin başlatmadığını belirten Mediya, müzakere masasına oturulması gerektiğinin altını çizdi. Mediya, “Onlar gelip bizi öldürüyor, toprağımızın üstüne geliyor, evimizi bizden alıyor, böyle şartlarda nasıl barış olur bilmiyorum. Barış olursa iyi olur, gelip Kürtlerle oturmalı. Biz hak ve hukukumuzu aldığımız zaman, savaş da olmaz, kendimizi ölümün önüne de atmayız. Önderliğimizi özgür bırakılsın, toprağımızı versinler. Bir masanın etrafında bizimle oturduklarında barış yapılabilir” diye konuştu.

“Bizim kanımız var o tel örgülerin olduğu yerde, elbette zorumuza gidiyor” diyen Mediya, “Nusaybin’i gördüğünüz de boğanız düğümlenip, içiniz yanmıyor mu? Bizim istediğimiz tellerin kaldırılması, barış yapılması. Zulüm içimizden çıksın ve kimse ölmesin” dedi.

‘Kimliğimizi ve toprağımızı aldığımızda barış olur’

Yaşanacak bir dünya ile barış istediğini söyleyen Kumru Biçiş de, tel örgülerle bunun mümkün olmadığını belirterek, “Biz barışı ve kimliğimizi ve yaşanacak bir dünyayı istiyoruz. Tel örgüleri gördüğümüzde dünyaya ve yaşama karşı soğuyoruz. Uzun süre donup kalıyoruz, ellerim tutmuyor. Oradan çıkan koku burnumun direğini kıracak kadar ağırdı” dedi.

“Barışı bir gün kazanacağımıza inanıyorum” diyen Kumru, şöyle devam etti: “Toprağımızı aldığımızda, özgür olduğumuzda barış olabilir. Ancak sınırlar ve teller altında barışın olması mümkün değil, nasıl olacak soruyorum size? Nusaybin’de tel örgüler kalktığında, cenazelerimizi aldığımızda, şehir eskisi gibi olduğunda ve bir daha katliam olmadığında barış mümkün olur.”

‘Cenazelerimiz halen orada’

Nasıl bir barış talep ettiğini anlatan Hatice Çetin ise, şunları söyledi: “Nusaybin’de teller kaldırıldığında, evimize gittiğimizde barış olabilir. Biz bu toprak için bu kadar can vermişken başka bir yere gitmemiz mümkün değil. Bu toprak için bu kadar genç gitmişken nasıl bırakabiliriz ki?”

Hiç kimsenin ölmediği ve barışın olduğu bir dünya istediğini dile getiren Nebile Muldir de, “Barışı, ölüm olmasın diye istiyorum. Hepimiz bir olduğumuzda barış olabilir. Nusaybin’in eskisi gibi olmasını istiyorum ama cenazelerimiz halen orada” dedi.

‘Teller, sınırlar kalktığında barış mümkün olur’

Kaniya Önüçtü, “Biz barışın olmasını istiyoruz, kimsesinin ölmesini istemiyoruz, kimsenin çocuğunun ölmesi taraftarı değiliz ve savaştan yana değiliz. Tellerin kaldırılmasını, dünyaya barışın gelmesini istiyoruz” derken, Fadile Özçelik de, Nusaybin’de tel kaldırıldığında barışın mümkün olacağını söyledi.

Savaşın olmadığı ve barışın hüküm sürdüğü bir Nusaybin istediğini dile getiren Necat Dizme ise, “Bir daha katliamın olmaması, bu savaşın durması için barışın olmasını istiyoruz” dedi.

(ekip/sy)