Özgür Gündem’in kapatılması AYM’ye taşındı

19:04

JINHA

İSTANBUL – Özgür Gündem Gazetesi’nin kapatılmasına ilişkin gazetenin avukatları Özcan Kılıç ve Sercan Korkmaz, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Hazırlanan başvuru formunda, oluşan hak ihlallerinin maddi ve manevi açıdan ortadan kaldırılması için uygulamaların durdurulmasına yönelik tedbir kararının verilmesi talep edildi.

Özgür Gündem Gazetesi’ne 16 Ağustos tarihine yapılan polis baskınıyla birçok gazete çalışanı darp edilerek gözaltına alınmış, gazete binasına da mühür vurularak kapatılmıştı. Gözaltına alınanlardan gazetenin genel yayın yönetmeni Zana (Bilir) Kaya, yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya, gazetenin yazarlarından Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay ise tutuklandı. Gazetenin kapatılmasının üzerinden 41 gün geçerken, gazete avukatlarından Özcan Kılıç ve Sercan Korkmaz, hem 4 gazetecinin tutuklanmasına ilişkin hem de gazetenin kapatılmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi (AYM)’ne başvuru yapıldı.

Hazırlanan başvuru formunda şunlar belirtildi:

“Özgür Gündem Gazetesi kapatılma uygulandığı sırada 5187 sayılı Basın Yasası'yla diğer yasalara uygun şekilde günlük olarak yayımlanmakta, TURKUAZ Dağıtım şirketi tarafından Türkiye’nin tüm yerleşim yerlerinde dağıtımı ve satışı yapılmaktaydı. İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine 16 Ağustos tarihinde saat 15.00 sıralarında çok sayıda silahlı kolluk görevlisi tarafından gazetenin idari merkezinin bulunduğu binaya operasyon yapılmıştır. Uygulama, gazetede çalışan başvurucular ile, aynı binanın diğer bağımsız katlarında faaliyet gösteren başka işyerlerini de kapsayacak şekilde, usul ve yasaya aykırı şekilde gerçekleştirilmiş, uygulama; arama, el koyma ve başvurucuların da dahil olduğu 27 kişinin gözaltına alınması şeklinde devam etmiştir.

Binanın tümü kullanılamaz hale getirildi

Arama, el koyma ve gözaltı uygulaması sonrasında, Özgür Gündem gazetesini yayımlayan Ersin Basın Yayın şirketi ile aynı binada faaliyet gösteren diğer işyeri-şirket ve hukuk bürosunun bulunduğu 5 katlı binanın ana giriş kapısı, uygulamayı gerçekleştiren kolluk güçleri tarafından mühürlenerek binanın tümü kullanılamaz duruma getirilmiştir. Arama ve el koyma işlemi sırasında herhangi bir şirket- ve/veya gazete yetkilisi hazır bulundurulmamıştır. İşlemin usul ve yasaya aykırı olarak gerçekleştirilmesi nedeni ile avukatlar da söz konusu arama ve el koyma işlemlerine refakat etmeyi kabul etmeyerek binadan ayrılmışlardır.

Karar olmamasına rağmen bina mühürlendi

İstanbul 8. Sulh Ceza Yargıçlığı kararında yer almamasına karşın, Savcılığın talimatı ile gazetenin bulunduğu bina mühürlenerek kapatılmış, kolluk tarafından gazeteye ait çok sayıda bilgisayar ve teknik donanıma el konulmuş, işlem daha sonra İstanbul 3. Sulh Ceza Yargıçlığı’nın 2016/ 3476 Değişik İş sayılı ve 19.08.2016 tarihli kararı ile onanmıştır. Bu arada, 16.08.2016 tarihinde gerçekleştirilen uygulama sırasında kolluk tarafından gözaltına alınan gazetenin Yayın danışma kurulu üyesi Aslı Erdoğan 19.08.2016 tarihinde; Gazetenin Sorumlu yazı işleri müdürü başvurucu İnan Kızılkaya ile Genel Yayın Yönetmeni başvurucu Bilir Kaya 22.08.2016 tarihinde; Yayın danışma kurulu üyesi Necmiye Alpay ise 31.08.2016 tarihinde tutuklanarak cezaevine konulmuşlardır.

‘Kararın tavhizi’ talebiyle başvuru yapıldı

Hukuka, Anayasa, yasa ve AİHS kurallarına aykırı olduğu, hukuki ve yasal dayanağının bulunmadığı bu nedenlerle kaldırılması gerektiği belirtilerek itiraz edilmiştir. Ayrıca yapılan itirazları inceleyen ve devamında ret kararı veren İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği'nin yapılan itirazlara ilişkin hukuki ve yasal dayanağının açık ve net şekilde gösterilmemiş olması, uygulamanın ne şekilde gerçekleşeceği ve yine süresinin ve kapsamının belirsiz oluşu nedeniyle kararı veren İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’ne 'kararın tavzihi' talebiyle başvuru yapıldı.

‘Sansür uluslararası sözleşmelere aykırıdır’

Bu şekilde oluşturulan, hukuki ve yasal açıdan temelsiz, sonuçları son derece ağır ve telafisi mümkün olmayacak zararlara yol açabilecek olan kararın ‘sansür’ niteliği taşıdığı, Anayasa, Basın Kanunu, 5271 Sayılı CMK ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile AİHM içtihatlarına, uluslararası sözleşme ve düzenlemelere aykırı olduğu açık olup, kaldırılması gerekmektedir. Uygulamanın iptali-ortadan kaldırılmasına ilişkin olarak tarafımızca usulüne uygun şekilde yapılan başvurulardan, hukuki ve yasal açıdan açık, somut, anlaşılabilir, makul gerekçeler içeren cevaplar ve sonuçlar elde edilememiş bu sebeple mahkemenize başvuru yapma zorunluluğu duyulmuştur.

‘Uygulamalar durmalı tedbir kararı verilmeli’

Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenlerle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalarda yer alan sözlerde Anayasa’nın, 25., 26., 28. ve 30. Maddeleri ve AİHS’nin 10. Maddesi ile korunan; Basın özgürlüğü, düşünce ve kanaat özgürlüğü, görüş ve düşünceleri ifade etme, haber ve bilgi edinme, yayma, iletme, paylaşma, açıklama, kamuoyunu bilgilendirme hak ve özgürlüklerin kullanılmasının haksız ve dayanaksız şekilde engellenmiş-hakları ihlal edildiği söylendi. Ek olarak da oluşan hak ihlallerinin maddi ve manevi açıdan ortadan kaldırılması için Anayasa Mahkemesine uygulamaların durdurulmasına yönelik tedbir kararının verilmesi talep edildi.”

(ro/mg)