Derik'te 90'lardan beri zulüm politikasının son noktası
09:11
JINHA
MÊRDÎN - Kayyımın "sokağa çıkma yasağı" ve ardından devam eden zulmün bir parçası olduğunu belirten Derikli kadınlar, üzerlerine hala kurşun yağdırıldığını, artık belediyeye giremediklerini belirterek, "Kayyım bir esaret politikasıdır esir olmayız" diyor.
Derik'te son olarak 27 Kasım'da ilan edilen "sokağa çıkma yasağı"nın ardından ilçede abluka sürerken, Serê Kelê ismi verilen dağlara doğru uzanan ovayla dağlar arasındaki yükseltiye karakol inşa ediliyor. Mobese kamerasının da bulunduğu bu noktadan her akşam şehir taranıyor. Tam karşıda bulunan dağlar ise açılan ateşler sonucu yangın izlerini taşıyor hala. Dağlardan ovalara kıvrılarak uzanan Derik, eski bir Ermeni şehri. Bugün uygulanmaya devam eden politikalar sonucu Derik'te sadece iki Ermeni aile bulunuyor. Doğası, yeşili, zeytini ve eski yapılarıyla Derik, gezilerin yapılacağı küçük şirin bir ilçe olma özelliğini yansıyan işgal görüntüleriyle yitiriyor.
'Baskıların son aşaması kayyım'
Birçok stratejik noktaya yerleştirilen mobeselerle halk 24 saat izlenirken, akşamları biber gazı sıkarak halkın evlerinden çıkması engelleniyor. Yukarı tırmanan evlerin üst noktasına ise kameraların yerleştirildiği üzerine Türk bayrağının çizildiği bir gözetleme kulesi bulunuyor. Dağların ateşe verildiği Derik'te, mahalleler üzerinde heronlar uçuyor. Bu ablukadan rahatsız olan kadınlar, taziye kurduklarında gelip kalabalığın kontrol edildiğini söylüyor. 90'ların zulmünü de yaşayan Derikli kadınlar, bu baskıların geldiği son aşamanın belediyelere atanan kayyım olduğunu dile getiriyor.
Eşbaşkanları tutuklu olan Derik Belediyesi'ne kayyım atanmasını yılların devam eden zulmü olarak değerlendiren kadınlar, artık bu esaretten kurtulmak istediklerini ve bunun için her türlü mücadeleyi yürüteceklerinin altını çizdi.
'Kendimize güveniyoruz, kazanacağız'
Mehdiye Kutla, "Ülkemize, Kürt kimliğimize zülüm ediyorlar. Çocuklarımızın öğretmenlerini görevden aldılar. Tepki gösteren çocuklarımız okula gitmiyor. 6-7 aydır eşbaşkanlarımız tutuklu. Son olarak da belediyemizi aldılar. Kayyımı kabul etmiyoruz. Belediyemizi, sopalarla değil oylarımızla kazandık. Belediyemizi bırakmayacağız. Haklarımızın davasını veriyoruz. Bir damla kanımız kalana kadar belediyemizin, halkımızın arkasındayız" dedi.
'Artık belediyeye gidemiyoruz'
Belediyeye kayyım atanmadan önce sık sık belediyelerine gittiklerini "başka bir evimiz varmış gibi" sözleriyle ifade eden Mehdiye, şuan önünden bile geçmediklerini belirtiyor. Yaşananlara insanların sessiz kalmasını eleştiren Mehdiye, "Herkes ayağa kalkıp el ele versin. 7'den 70'e bütün halkımız gelsin belediyemizin önünde gece gündüz oturalım. Biz bu yoldan dönmeyeceğiz. Kendimize güveniyoruz, kazanacağız" şeklinde vurguladı.
'Belediye bizim biz yöneteceğiz'
"Belediye bizim, biz yönetelim" diyen Cahide Yesin ise belediyelerinin zorbalıkla alındığını vurguladı. Belediyeyi bırakmayacaklarını belirten Cahide, "Belediye eşbaşkanlarımızdan çalışma yürütenlere kadar herkes bizim için değerlidir. Derik'te yoğun baskı uyguluyorlar. Bu halkı bitiremeyecekler. Var olduğumuz sürece ayakta olacağız" dedi.
'Oylarla alamadıklarını, zorbalıkla alıyorlar'
Belediyelerine kayyım atanmasına karşı olduklarını ve bu kararı kabul etmediklerini belirten Emine Aydın ise "Çünkü biz oylarımızı, bu yönetime verdik. Eğer AKP'lilerin gelmesini isteseydik oylarımızı onlara verirdik. Bu zulümdür. Oylarla alamadıklarını, zorbalıkla alıyorlar. Bizler de karşı çıkacağız. Üzerimize düşeni yapacağız. Sonunda öldürülecek olsak dahi kabul etmeyeceğiz" diye konuştu.
'Kobanê direnişlerinde olduğu gibi bir olalım'
"Herkes biz Kürtleri yalnız bıraktı" diyen Emine birlik çağrısı yaptı. Kobanê direnişleri esnasında nasıl bir olunduysa aynı kararlılık ve mücadelenin bugün de sergilenmesi gerektiğine değinen Emine, "Bu zulmü ancak halk kırabilir. Yaydıkları bu korku atmosferinden kurtulup, ayağa kalkmanın zamanıdır" diye konuştu.
'Eşit ve adil bir yaşam istiyoruz'
"Ben, oyumu verdiğim belediyeyi tanırım. Oyumu vermediğim, iradem dışında gelenleri tanımıyor ve kabul etmiyorum" diyen Fatma Dinç de "Memnunduk belediyemizden. Suyumuzu temizlediler, sokakları derlediler. Bugün belediye binasının önü asker ve polislerle doluyken nasıl içeri girip sorunlarını anlatabilirsin? Sorunlarını çözmezler. Binası asker ve polislerle dolu olan bir yer karakoldan farklı olabilir mi" diye sordu.
'Bizi esir eden kayyımı kabul etmiyoruz'
Büyük emeklerle kazandıkları belediyelerinin elinden alındığını belirten Azize Esmez de "Emek ve çabalarımızla alınan belediyemize kaymakam gelip oturdu. Biz bunları kaymakam için yapmamıştık. Bu kazanımlarımız Kürt halkı içindi. Bizler, ülkemizde esiriz. Bizi esir etmeye devam eden bu kayyımı kabul etmiyoruz. Bizler 90'ların zulmünü de gördük, bugüne kadar değişen hiçbir şey yok. Hala yağmur gibi kurşun yağdırıyorlar üzerimize. Günün her saati askeri baskı altındayız. 'Sokağa çıkma yasağı' yaşadık. Bugün kayyımlarla zulüm devam ediyor. Bu esareti kabul etmiyoruz artık. Bütün halkımıza çağrımdır; ayağa kalkın. Birbirimize destek vererek belediyelerimizi geri alalım. 100 yılda geçse belediyemizi bırakmayacağız" şeklinde dile getiriyor.
'Derikli kadınlar, iradelerine sahip çıkıyor'
"Belediye halkın iradesiydi, yönetime halk gelmişti" diyen Zeynep Aktaş, "Kasım ayından bu yana üzerimizde artan devlet zulmü var. Her gün kurşun yağdırıyor üzerimize, dağlarımızı yakıyor. Zulmünü belediyemize kayyım atayarak devam ettiriyor. Türk devleti Kürtleri rahat bıraksın artık. Kürtler iradelerine sahip çıkıyor ve boyun eğmeyecektir. Serok'un özgürlüğünü ve bütün Kürt halkının bu esaret ve zulümden kurtulmalarını istiyorum. Derikli kadınlar, direniyor. İradelerine sahip çıkıyor. Sonuna kadar da direnecektir" dedi.
(ekip/gc)