JINHA

AMED - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanı Yüksel Aslan Acer, Türkiye çapında bir ilki gerçekleştirdiklerini belirterek, "Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak temel amaçlarımızdan biri. Bu çalışmalar uzun süredir devam ediyor ve daha güçlenerek devam edecek" dedi.

Eşit temsiliyet ilkesiyle çalışmalar yürüten DBP'li belediyelerin tamamında kadın merkezi, çoğunda da Kadın Politikaları Daire Başkanlığı bulunuyor. DBP'li belediyelere atanan kayyımların ilk işi ise kadın çalışmalarını durdurmak oldu. İlk Kadın Politikaları Daire Başkanlığı ise Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından açılarak başkanlığına Yüksel Aslan Acer getirildi. 6 Eylül günü yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 14 kişiden Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanı Yüksel Aslan Acer, 21 günlük gözaltı sürecinin ardından çıkarıldığı mahkemede 10 kişi ile birlikte serbest bırakıldı. Gözaltı sürecine ve nedenlerine ilişkin konuşan Yüksel, Kadın Politikaları Daire Başkanlığı'nın Türkiye çapında bir ilk olduğunu vurgulayarak, "Çalışmaların Daire Başkanlığı düzeyine çıkarılması ne kadar önem verildiğini gösteriyor. Daha fazla bütçe ve kaynak ayrılması bir örnekti ve bu gözaltı sürecini direkt kadın çalışmalarına yönelik bir sabote olarak görüyoruz" dedi.

'10 günlük bebeği ile lohusa bir kadın gözaltındaydı'

Yüksel, belediyenin kadın çalışmalarını üretimlerini sekteye uğratmanın amaçlandığını ifade ederek, "Şiddet mağduru kadınlarla çalışıyoruz başvuru yapanlara sosyal, ekonomik, psikolojik, hukuksal destek sunuyoruz. Bu çalışmaları yaparken ana görüşmelerin alınıp illegal bir çalışma olarak değerlendirilmesi başlı başına skandal. Bu zaten kadın çalışmalarına müsaade etmeyecek yaklaşımının bir sonucu" diye konuştu. Gözaltında bir kadın ve anne olarak uzun süre kalmanın süreci daha da ağırlaştırdığına dikkat çeken Yüksel, "Orada içimi yakan örneklerle karşılaştık. 10 günlük bebeği olan lohusa bir kadının hiç hijyenik olmayan bodrumda tutulması insani açıdan korkunç bir yaklaşım. Böyle bir öğretmen arkadaşımız buna maruz kaldı ve biz buna tanık olduk" ifadelerinde bulundu.

'Tek kişilik hücrede 8 kişi'

21 gün boyunca büyük bir gözaltı sirkülasyonu olduğunu ve tek kişilik hücrede 8 kişi kaldıklarını ifade eden Yüksel, "Sadece iki tuvalet ve bir banyo vardı. Bu alanları kadınlar ve erkekler ortak kullanmak zorundaydı. Hijyenden tamamen uzak bir alandı. Zaman içinde hem kadınlar hem de erkeklerde ciddi sağlık sorunları başladı bir birkaç kişi sinir krizi geçirdi. Asla insani değildi" diye ifade etti.

"Örgüt üyeliği" iddiasıyla gözaltına alındığını ve dayanak olarak birkaç telefon görüşmesi ile KJA broşürünün gösterildiğini belirten Yüksel, "Telefon görüşmelerinin tamamı işle alakalı telefon görüşmeleridir. Tahir Elçi'nin öldürüldüğü gün konferansımız vardı doğal olarak oraya gitme kararı alındı. Çalışma arkadaşlarımdan biri beni aradı ve morgun önünde organize olalım cümlesini kullandık. Buradaki 'Organize' kelimesi' örgüt adına örgütlenme olarak alınmış" diye belirtti.

'Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak temel amaçlarımızdan'

Adliyeye götürüldükleri günde yine baskının sürdüğünü ifade eden Yüksel, "Bizimle hiç görüşülmeden dosya üzerinden tutuklama talebi ile hâkimliğe sevk edildik. Gece adliyede sadece biz vardık etrafı polislerle sarmıştı. Kaçmamız mümkün değilken koridorda ellerimizi kelepçe taktılar, avukatlarla görüşmemize izin vermediler. Tamamen keyfi bir yaklaşımdı" dedi.

'Güçlenerek devam edeceğiz'

Kadın çalışmalarının toplumun geneli için önem arz ettiğinin altını çizen Yüksel, "Kadının kendini kadın olarak var etmesi çok önemli. Bizlerin de böyle bir amacı var ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak temel amaçlarımızdan biri. Sağlamaya dönük bir çabamız var. Bu çalışmalar uzun süredir devam ediyor ve daha güçlenerek devam edecek. Kadınlar zaten bu konuda hiç pes etmeyecek. Bir toplum ancak kadının özgür olması ile özgür olabilir ve biz bu çalışmadan bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.

(sg-şa/gc)