Mor Bülten ile Ekmek ve Gül susmayacak
14:07
JINHA
İSTANBUL - KHK kararı ile kapatılan muhalif radyo ve televizyonlara yönelik baskınlar devam ediyor. Hayatın Sesi’nde Ekmek ve Gül programı sunucusu Sevda Karaca ve program editörlerinden Meltem Akyol yaşananlara tepki göstererek, baskılara karşı "Bir yolunu bulup devam edeceğiz" mesajını verdi.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte Kanun Hükmünde Kararnameler ile muhalif televizyon ve radyolar kapatılarak, kapılarına mühür vuruluyor. Dün akşam saatlerinde de kapatılan kanallardan Zazaca yayın yapan Jiyan TV ve dünyada Kürtçe yayın yapan ilk çocuk kanalı Zarok TV, Özgür Gün TV ve Özgür Gün Radyo'ya polis ile maliye memurları tarafından baskın düzenlendi. Bugün öğle saatlerinde ise Hayatın Sesi ve İMC TV'ye polis ile maliye memurları tarafından baskın gerçekleştirildi. Hayatın Sesi TV'nin internet yayınını kesmek için RTÜK, reji odasına mühür vurdu. Maliye ekipleri yayın binasında sayımlarına devam ediyor. Radyo ve televizyonlara yönelik yaşanan baskıları, Hayatın Sesi televizyonunda Ekmek ve Gül programını sunan Sevda Karaca ve Program Editörü Meltem Akyol ajansımıza değerlendirdi.
‘Türkiye’de basın özgürlüğünden bahsedilemez’
Meltem Akyol, uzun süredir Türkiye'de medya ve basın özgürlüğünden bahsetmemenin imkansız olduğunu vurgulayarak, "15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL'le birlikte özgürlüğün lafını edemez olduk. Sadece gazetelere değil aslında topyekûn kamuoyunda bütün toplumsal muhalefete dair özel bir operasyon olduğunu söyleyebiliriz. Medya bunun içinde çok özel bir yerde duruyor. Son olarak 668 sayılı kanun hükmünde kararname ile Hayatın Sesi'nin, İMC'nin, Zarok TV'nin ve TV10'un da arasında olduğu televizyonların yayınının karartılmasına karar verildi. Hemen o gün Türksat yayınımızı kararttı. Bugün ise reji odamızı mühürleyip internetten yayın yapmamız engellendi” dedi.
'Apê Musa'nın yolundayız'
Gazetecilerin haber yapamaz hale getirildiğini kaydeden Meltem, son olarak şunları belirtti: “Cezaevlerinde onlarca tutuklanan gazeteciler var. OHAL ilan edilmeden önce Hayatın Sesi olarak 8 ceza aldık. Bunlardan bir tanesi Cizre'ye gidip haber yaptığımız içindi. Onun için bize ‘siz devlet katliam yapmış gibi gösteriyorsunuz’ diyerek ceza verdiler. Yıllarca gazeteciler katledildiler, gazete binaları bombalandı; onlar buna rağmen vazgeçmediler. Biz Metin Göktepe gazeteciliğinin devamıyız, Apê Musa'nın yolundayız. Bizler asla ve asla gerçekleri yazmaktan vazgeçmeyeceğiz."
‘En çok kadınlar etkilenecek’
Ekmek ve Gül program sunucusu Sevda Karaca da, "Hayatın Sesi televizyonunun ekranları karartıldı, rejisine mühür vuruldu. Bizim yayınımızı keserken, İMC televizyonunun da yayını kesildi, rejisine girildi. Bu geçirdiğimiz son üç gün içerisinde pek çok televizyon kanallarının kapısına mühür vuruldu, rejilerine el konuldu, pek çok gazeteci arkadaşımız işsiz ve bütün bu süreç aslında toplum olarak bütün bir memleket için susturulma kampanyasına dönüştürüldü. Susturma kampanyasından en çok etkilenecek olan kadınlardır, bu yayınlar aynı zamanda bu memlekette kadınların mücadelesini, seslerini, taleplerini, birlikte hareket etme güçlerini ve dayanışmalarını ortaya koyan kadınların birbirlerinden haberdar olmasını sağlayan ve güç biriktiren yayınlardı” ifadelerinde bulundu.
'Kadınlarla buluşmaya devam edeceğiz'
Yalnızca Hayatın Sesi televizyonu değil bugün kapatılan pek çok televizyon kanalında kadınların sözlerini ortaklaştırmak için bu yayınlara çıktıklarını ve bu yayınlardan güç aldıklarını söyleyen Sevda, “Bunlardan bir tanesi Ekmek ve Gül programıydı, diğeri ise İMC'de yayınlanan Mor Bülten. Bütün bu sürecin adım adım işlendiğini biliyoruz. Bütün bu yayın durdurmaların, mal varlıklarına el koyma süreçlerinin yaşandığı süreçte biz en çok dayanışmayı kadınlardan gördük. Biz kadınlarla buluşmaya, devam edeceğiz, akacak bir mecra elbet bulacağız” şeklinde konuştu.
(aa-bk/mg)